YENİ DÜNYALARDA ----> HAYAL İLE BİLİMİN BULUŞTUĞU YER...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
YENİ DÜNYALARDA ----> HAYAL İLE BİLİMİN BULUŞTUĞU YER...

... Sadece Bilimkurgu ...


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Merkezi Otorite Tarihi

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Merkezi Otorite Tarihi Empty Merkezi Otorite Tarihi C.tesi 20 Ekim 2007, 12:30

SUNBAE

SUNBAE
Admin

Merkezi Otorite Tarihi


Her şey dünya genelindeki genel çalışma temposu içerisinde kendiliğinden ortaya çıkan ama ilk başta maiyeti anlaşılamayan bir durum olan tatminsizlik ve sıkıntıdan doğmuştu. Başlangıçta yetenekli bir gurup insan gayet masumane bir biçimde bir araya geldikleri sanal ortamlarda düşüncelerini paylaşıyorlardı. Ama zamanla çeşitli bahanelerle kontrol edilmeye çalışmalarına verdikleri tepki ile dikkatleri üzerlerine çekmeleriyle başlayan zıtlaşma bu insanları radikal noktalara itmiştir.
Dünya genelinde bilgi paylaşımının kolaylaşması ile bunu kendi çıkarları için kullanan devlet, şirket ve şahıslara karşı düzensiz olarak başlayan ama zamanla baskı ile doğru orantılı artan ve gelişen başkaldırı, belirli bir seviyeden sonra çok iyi organize olmuş, bu mücadelenin ara yüzü olan gelişmekte olan iletişim sistemi nedeniyle de çok iyi gizlenmeyi başarmıştı.
Sonradan da ortaya çıktığı gibi direnişin önderleri teknolojiyi en iyi geliştiren bağımsız çalışanlardı. Aralarında sadece dolaylı bir iletişim vardı. Ve mantık konusunda çok yeteneklilerdi. Bu insanlar direnişlerini son derece başarılı bir şekilde yayarak piramidin yüksek kademelerine kadar yükseltecek ve bir gün toplumun elitleri arasında kendilerine son derece sağlam bir yer bile edineceklerdi. Bu aşamada bile toplum tarafından düşman ad edilmiyordu bu insanlar. Dünya genelinde başlayan bilgi toplumu kavramını daha da ötelere götürerek ve geliştirilen bilginin sermaye bağlantılarına takılmadan kullanılmasını istemeleriyle artık dünya için bir düşman ilan edildiler.
Sermayenin değeri olan zenginlikler arası fark kavramını sermayeye karşı kullanarak giriştikleri kamuoyu savaşını da başarı ile kazanıp kendilerine atılan çamurlardan da kurtulmaları ile önceleri yüksek kademelerde olmasa da toplum genelinde saygın bile denebilecek bir yer edinmeyi başardılar.
Yöneticileri gerçek birer dahi olan bu insanlar zamanla toplumu kazandılar. Bilgi toplumun doğasını iyi kavrayan bu insanlar geleneksel yöntemleri de bakışları da elemeyi başardılar. Bazıları sonradan sermaye ile anlaşmalarını kuşkulu bulsalar da bu aşamadan sonra her şey çok daha kolay olmuştu. Zamanla bu insanlar dünya genelinde başlatılan “sorunları çözün” baskısından ve tuzağından akıllıca manevralarla kurtularak gelenekselcileri anlamadıkları ama kendilerinin çok iyi bildiği mecralarda boğmuşlar ve dünya genelinde başlattıkları politikalar ve sonunda da hükümetlerin fiili katılımları ile bir ütopyadan bir gerçekliğe dönüşen hayallerini resmi olarak inşa etmişlerdir.
Aslında her şey yaşanırken doğru dürüst fark edilememiştir. Ancak şimdi aradan geçen bunca zamandan sonra dikkatlice bakıldığında daha net bir biçimde fark edilebilmektedir. Buna zamanla daha iyi anlaşılmış da denebilir. Böylece önceleri kaba ve yaptırımı olmayan ama zamanla tavsiyesi bir zorunluluğa dönüşen dünya çapında itibar sahibi bir global idareye doğru kayan bir yapı meydana gelmiştir. Buna çeşitli isimler yakıştırılsa da aslında en doğrusu “Merkezi Kurul” dur.

Merkezi Kurul kendi yordamlarını ve sistemlerini geliştirerek dünyayı kendi istediği bir şekilde yönlendiriyordu. Ülkeler başlangıçta gayri resmi sonrada resmi olarak katıldıkları bu ortaklıkta hep fayda buldular. Hepside modern olmak isteyen ileri görüşlü liderleri olan ülkelerdi. Ama birçok ülkede yarı bağlanmayı seçmişti. Merkezi otorite akıllıydı ve zorlama olmadan tam bağlanan ülkeleri ekonomiyle ödüllendirirken yarı bağımsızları ortak çıkarlar çerçevesinde yönlendiriyor ancak iletişimi de kesmiyordu.
Memnunlar memnun olmayanları etkiledi ve sonunda dünyanın 2/3'ü merkezi otoriteye (katılım dünyasına) bağlandılar. Yeni dünya şekillenirken içeri, yarı içeri ve dış bölgeler olmak üzere dünya üzerinde bugüne kadar görülmeyen tuhaf bir ayrım yaşamaya başladı. Resmi sınırlar konusu ise yerel otorite bazında çok önemli kalmadı ve merkezi yönetimin de çok umurunda olmadı. Dahası bunu da bir araç olarak kullandılar ve ekonomik pasta alanında argüman olarak çok işe yaradı.
Zamanla başlayan refah ve özgür ifade (bu merkezi hükümetin doğuş sebebidir ve bunu her zaman dile getirilmektedir.) ile insanları arzuladıkları yerlerde iş ve yaşam kurmalarına müsaade etmiş, insanların genelde (merkezi otoriteye tam bağlı yerlerde) zengin ve kendi kişisel görüşlerini yansıtan yerlere göç etmelerini teşvik etmiş ve sağlamıştır.
Merkezi idare herkesi tek bir görüş etrafında değil farklı görüşler çevresinde görmek isteyerek bunu hep desteklemiştir. Bunu kullanmayı çok iyi bildiği içinde hep işine yaramıştır. Merkezi
idare (yönetimsel anlamda) içeride hızla gelişen bir teknoloji ve buna bağlı bir özerk yönetim şekli geliştirirken yarı içeri bölgelerde ekonomik ağırlıklı yönetim argümanları ile çıkar ortaklığı temelini esas almıştı. Dış bölgeleri ise bir sürgün ve korku aracı olarak nispeten yumuşakça kullanmıştır. Yarı iç ve dış bölgelere karışmayan ve hiçbir egemenlik istemeyen merkezi idare içine dönük gibi görünmektedir. Aslında kendi mentalitesini geliştirerek dışarıdan çok az bir saldırı şansı bırakan merkezi idare, dış müdahaleleri en aza indirmek için kendi iç yapısını çok hızlı bir biçimde değiştirmeyi de destekledi. Zamanla bunu çok iyi başarmıştı ama kendi içinde -teknoloji bazında- çok farklı radikal yönetimlere izin vermişti. Bu gidişat merkezi hükümet içinde görüş ayrılıklarının ortaya çıktığı ilk nokta olmuştu. Bazı yöneticiler buna karşı çıktı. Ama yarı içeri ve dış bölgeler bu farkları kendi çıkarları için kullanmaya başlamaları ile bu görüş ayrılığı geçici olarak devre dışı kaldı.
Merkezi kurul yönetimsel olarak ve yaşam biçimi olarak da değişikliklere imzasını atmıştı. İnsanlar iç bölgelerde (içeride) “mega şehir” lerde yaşamaktaydı. Yarı içeri bölgelerde ise eski metropollerde ve şehirlerde yaşam devam ediyordu. Dışarı ise kendi idari ve ekonomik
büyümesinin insafına bırakılmıştı. Dünyanın 2/3'ünü kaplamasıyla merkezi idare yarı içeri bölgelerde bir boşaltma ve değişim başlatmıştı. Megaşehirlerin etrafında tarım alanları (uygun olan her yerde) ve yarı içeri bölgelerin olası tehdidine karşı da (siyasi politik ve en sonunda da terör olarak) belirli güvenlik önlemleri almaya başlamıştı.
Asıl olarak kendi içinde teknolojik uygulamalar bakımından da, yönetimler bakımında da ayrılma bu mega city'lerle özdeşleştirilmesiyle (kendi içindeki yerel teknolojik yönetimler) merkezi idare kendi içindeki güçler ayrılığı ilkesini çok ciddi bir şekilde germişti. Daha önce teknolojik radikal yönetimlerin ortaya çıkmasıyla başlayan ayrılık bu noktada tekrar su yüzüne çıkarak düşünce bazında ilk kopmanın yaşanmasına sebep olmuştu.
Kopanlar teknolojik radikal yönetimlere (ki bu radikal yönetimler mutan toplumu ve robotik toplum vb gibi..) karşı olan insan doğasını koruyarak normal gördükleri yaşam tarzını destekleyen insanlardan oluşan “Doğal Görüşçüler” dir. Radikal yaklaşımı reddedip merkezi kurulda ayrıcalık çıkarmışlardır. Daha sonra DNA modifikasyonu ile kendilerini geliştiren,
mutant genom projelerine düşkün “Mutantlar” ve daha sonra da nanoteknolojik robotlar vasıtasıyla yaşamlarını geliştiren “Neonanitçiler”dir.
Merkezi kurulda hakim olan görüş bu radikal görüşlerin dışında kalan başlangıçtaki düşünce kalıplarına sadık kalan çoğunluktur. Aslında çok farklı teknolojik ve uygulaması olan bir çesit inivasyon topluluklarıda vardır merkezi yönetim içerisinde yaşayan. Bu topluluklar genelde radikal çıkışlar yapmayarak, merkezi hükümetin geniş anlayış ve genel görüşler çerçevesinde yaşamlarını sürdürürler. Bu genel görüşler başlangıçtan beri var olan katılımcı ve hoş gören, çeşitliliğe saygılı ve destek veren, bir tarafın diğerlerinden baskın olmasını istemeyen var olan dengenin devamlı korunmasını isteyen “Dengeciler” dir.
Merkezi kurul, başlangıçtaki çekirdek kadronun seçtiği ve toplumlar tarafından kabul edilen ve tanınan kişilerden oluşmaktadır. Bazı gizli üyeleri de vardır ama bu lanse edilmez. Bu gizli üyelerin varlığı, başlangıçta verilen mücadele zamanlarında elde edilen deneyimlerin ve tecrübelerin ışığında alınmış bir karardır. Ama “Mutantlar” bu gizli üyeleri istememektedir.



En son tarafından Paz 28 Ekim 2007, 23:34 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi

https://yenidunyalarda.yetkin-forum.com

2Merkezi Otorite Tarihi Empty "NeoNanitçiler" tarihi Paz 28 Ekim 2007, 23:32

SUNBAE

SUNBAE
Admin

NeoNanitçiler


Nanoteknolojik toplum...
Bu toplum ilk nesil, 2. nesil ve son nesil olarak adlandırılmaktadır.

İlk nesil nano teknolojiyi anlamaya çalışan, temel bilimlere yeni girilmeye çalışıldığı zamanlarda genelde çok önemli görülen mikroişlemci ve kimyasal işlemlerde kullanıldığı diğer uygulama alanlarının daha yeni keşfedildiği zamanlardır. Böylece bu teknoloji ile yeni alanların keşfi için gerekli sermaye sağlanmış oldu. Eski dünyada bu gerekli hatta zorunluydu. Zamanla Merkezi Kurul'un dünya genelinde etkinliğinin artması ile değişim ve dönüşüm zamanları içerisinde ve dalgalanmalı yıllarda nanoteknoloji giderek önem kazanmaya başladı. Her şeyi yeniden tanımlayan ve sınıflayan bu teknoloji ekonomik dalgalanmalarda da bir kurtarıcı, değişen dengeleri tamponlayarak stabil hale getiren bir etken olarak çok işe yaradı. Özellikle Merkezi Kurul, en zor zamanlarda enerji krizinde süper iletken (1.nesil) teknolojisinin başarı ile kullanılmasıyla son derece yararlı oldu. Bu, dengelerin başarı ile kurulmasında da çok yardımcı oldu. Çünkü dünyadaki enerji ve ekonomi yapıları "eski irade" güdümünde kuvvetli baskı altında kalmıştı.
Merkezi Kurul enerji sorununu ve ekonomik dalgalanmalarda ucuz enerji kadar katlanarak artan enerji ihtiyacını -her zamanki tahminler ile kıyaslanamayacak bir şekilde- kontrol altında tutmak kadar gelecek içinde füzyon konusuna girerek, insanlık tarihinde hiç ihtiyaç duyulmayacak miktarda tahmin edilen enerji sarfiyatını karşılamayı sağlayacak planların yapılmasını da sağlamış oldu... Merkezi kurulun kontrolünde olan Megaşehirlerde enerji hiç olmadığı kadar fazla bir şekilde kullanılmaya başlanmıştı. Buna örnek vermek gerekirse şehirlerin ısıtılması çok iyi bir örnektir. Tüm şehir, sehrin çevresindeki ve içindeki kuleler vasıtasıyla havadaki elektrik yükünün ısı yayacak şekilde mikrodalga (yada tesla kuleleri ile) ile ısıtılmaya başlanmıştı. Bu, "Merkezi Anadolu Sehir" de başlayan ve diğer Megaşehirlerde heyecanla istenilen ve bir çeşit medeniyet göstergesine dönüşen bir işarete dönüştü. Tıpkı eskinin kule ve binalarında olduğu gibi (Paris kulesi, Empire State binası gibi)
Kablosuz enerji nakli ile artan enerji ihtiyaçları karşılanarak insanların yaşam kalitesi yükselmiştir. İnsan yaşamında elektrik ve elektrikli cihazlar daha fazla kullanılmaya başlamıştır. Petrolün ve karbon kökenli ürünlerin "eski irade" tarafından bir baskı aracı olarak kullanılması ile merkezi yönetimin (önceki yerel devletler ve idareler bu konuda çok katı idi) elektrikli araçların ulaşımdan diğer tüm ihtiyaç sınıflarına tedarik etmesi ile ve bunu kötüleyen propagandaya bilgi çağı silahları ile karşılık vererek zoru başarabilmiş ve artık eski iradeyi etkisiz bırakacak çok önemli bir zafer kazanmıştır. Burada elektrikli cihazlar (kablosuzlar) birinci nesil olup ilk örnekleri daha 1.nesil süper iletkenler olmadan kullanılmaya başlanmıştır. Merkezi Kurulda temsil bakımından ileri teknolojik toplumların ancak temellerinin olduğu ama tek başlarına vucut bulamadığı (oluşmadığı) zamanlardır.

2. nesil teknolojilerin devreye girmesinden kısa bir süre sonra Merkezi Kurulda radikal teknolojik toplumlar temsil edilmeye başlanmıştır. Bu insanlar sahip oldukları teknolojilerin çok önemli olduğunu farkederek, bunun için daha fazla kaynak ve ilgi istemeleri ile radikalleşmeye başlamışlar ve "Doğal Görüşcü" lerin bu esnada kendilerini yarı içeri bölgelere çekmesi ile ortada şaşıran "Dengeciler" i kendi taraflarına çekmeye çalışmışlardır. Teknolojinin baş döndürücü uygulamaları, 20. yüzyıl sonlarındaki ve 21.yüzyıl başlarındaki insanların kendileriyle ve yaşantıları ile kıyaslayamayacakları hatta hayal bile edemeyecekleri bir biçimde hızlı ve etkili bir biçime dönüşmüştür. Sonunda insanlar yanlarında taşıdıkları küçük ve gelişmiş 1.nesil süper iletken araçlar vasıtasıyla yaşamlarında artan bir kalite ile ödüllendirilmiştir. Sağlık sektörü, yaşam kalitesi ve sağlık kontrolü zorunluluğu ile insanları sağlıklı ve olası kazalarda hayatta tutacak önlemler ile içinde yaşayanların canları pahasına koruyacakları ve sevecekleri bir topluluk olmaya getirmiştir. Bu noktada sağlık sektörü genelde doğal değil sentetik ilaçlara yakındır ve bu önemlidir. Yaşam değerli olduğu kadar içerdiği potansiyelide taktir görür. Kişiler yetenekleri doğrultusunda eğitim görmeye teşvik edilir. Aslında tüm merkezi yönetimde bu esastır. Neonanitçilerde ise bu fark nanitlerin vücutlarında kalıcı olması ve insan yaşamının uzaması ödülünün yanısıra diğer insanlardan (toplumlardan) farklı olma yarışı ve üstün olduğu inancının temellerinin ve tohumlarının atıldığı dönemdir. Kısaca biz farklıyız ve üstünüz düşüncesidir. Bütün bunlar 2. nesil süper iletkenlerin nano teknolojideki uygulamaları ile aynı zaman aralığına rastlar. İletişim kolay, parasız ve tatmin edicidir. Tüm neonanitciler birbirlerinin çalışmalarına başlangıçta destek verirdi. Sosyal sistem şehirlerdeki ısıtıcı enerji kuleleri kadar, bu sistem taşınabilir cihazlara enerji vermesi ile sosyal sistem uygulamalarının en iyi şekilde uygulanıp yaşanmasını doğurmuştur. Ama ilerleyen dönemlerde insanların uzun yaşam isteği kadar kişisel tatmin ve kendini yükseklerde görme arzularının etkisi ile bu sosyal sisteme karşı gelerek, yeteneklilerin az yeteneklilerden daha fazla etkisi olması arzusunu doğurmuştur ve neonanitçiler kendi içlerinde ekonomi alanı dışında da farklı sesleri duymuşlardır.
Neonanitçiler varlıklarını ilan ettiklerinde insanlık 1.nesil nanoteknolojik devrimin sonuna ulaşıp 2.nesile girmiş bulunmaktaydı. Bu arada tarihsel gelişmeler merkezi hükümet ve taraftarlarını kıstırmış ve boğmak üzereydi. Tüm teknik özelliklerine rağmen köşeye sıkışmışlardı. Bu dönemde tüm radikal toplumların ve diğerlerinin uzmanlarının katkısı ile enerji problemi üzerinde yapılan çalışmalarda nano teknoloji kökenli ama herkesin desteği ile başarılan 1. nesil süper iletkenler tam bir zafer kabul edilmiştir. Hızla üretilen bu iletkenler ancak kritik uygulamalarda ve kritik safhalarda kullanılsa da temelde enerji sıkıntısına geçici (çünkü sonra daha büyük ihtiyaç doğurmuşlardır) bir çözüm olmuş ama asıl etkileri ikincil uygulama alanları olan insanların kullandıkları araçlarda verim artışı olarak kendini göstermiştir. Tam olgunlaşmamış 1. nesil süper iletkenler radikal toplumların gelişmesinde de çok önemli bir rol oynamıştır. Daha sonra 2. nesil süper iletkenler ile şehirlerin ısıtılması ve enerji ihtiyaçlarının ortak şebekeden karşılanabilmesi mümkün olabilmiştir. Ama bu ihtiyaç ilk önce 1.nesil süper iletkenlerle karşılanmıştır.
2. nesil nanoteknolojik devrim aslında neresinden bakılırsa bakılsın birincisinden çok farklı toplumlarca yaşanmış ve kullanılmıştır. Bu seviye farkı radikal teknolojik toplulukların daha da gelişerek kendi içlerinde daha da radikalleşmesi ile zirveye çıkmıştır. Bu alandan bakınca 2. nesil nanoteknolojik radikal toplumların kesin çizgilerle ayrışmasını yüzeye çıkartsada var olabilmek için de şarttı. Çünkü dışarının baskısı yani eski irade hala vardı. Bu iradenin en güçlü silahlarından olan dev şirketler hala sorun oluyorlardı. Çok zor zamanlardı. Ama 2. nesil nanitler ve sağlık uygulamaları, daha iyi ve sağlıklı yaşam ile, eski iradenin en güçlü silahlarından olan serbest sermayenin şövalyeleri olan şirketleri ve onların sahiplerini -özellikle tek sahibi olanları- satın aldı. Bu eski iradenin artık yapamadığı bir şeydi. İlk uygulamalar deneklerin dışında bu insanlara yapıldı. Sağlıklı yaşlılar nispeten gençleşmeleri ve dinçleşmeleriyle eski iradenin içerisinde casus gibi hareket edip "eski iradenin" kuyusunu kazmıştır. Bunun bedelini ise radikal toplumlar kendi içlerinde farklı ayrılıkçı seslerin daha da derinleşmesi ile ve sosyal sistemin kapitalist etkilerle dalgalanmasıyla ödemiştir. Başlangıçtaki saf idealleri ve konan hayalleri korumak için ise Merkezi Kurul gizli üyelere başvurdu. Var olan görevlerine ilaveten birde başlangıçtaki ideallerini koruyacaklardı. Bu insanların verimli mücadeleleri sonucunda kapitalist bakış sahibi olanlar ancak radikal derinleşmeye destek, birde aşırı giderek makineleşmeye dönüşecek akımlara yol açmıştır. Yaşlı insanlar azimle ve inatla hayata tutunuyorlardı ve de başardılar. Zenginlikleri, bundan öncekilerin aksine mezara girmiş ve kendilerini giderek artan bir biçimde makineye dönüştürmeye yaramış ve insan özelliklerinden feragat etmeleri karşılığında onlara uzun yeni bir hayat bahşetmiştir. (Ne yazık ki bu insanlar kurtarmışlardır insanlığı kendi kendini yok etmekten.)
2. nesil nano teknoloji birincisinden boyut olarak daha küçük ve verimli olmasıyla artık insan vucudunun içine de girmeye başlamıştır. Tüm uygulamalar otomatikleşmeye ve kolaylaşmıştı. Boyut küçüklüğü geniş uygulama alanları yaratıyordu. İnsanlar kendi inşa ettikleri alanlarda (megaşehirlerde) nanitler sayesinde yaşama kolaylıklarına alışmışlardır. Dışarı çıkışlar hayatlarını zorlaştırıyordu.
Neonanitçiler bugün 3. nesil nanotenoloji uygulamalarına girmişlerdir.

https://yenidunyalarda.yetkin-forum.com

3Merkezi Otorite Tarihi Empty "Mutantlar" Tarihi Ptsi 29 Ekim 2007, 00:00

SUNBAE

SUNBAE
Admin

Mutantlar


Mutantlar nano teknolojinin gelişmesi öncesinde temelleri olan bir radikal topluluktur. DNA'nın keşfinden beri bazı bilim adamlarının ortaya attığı üstün ırklar hayalinin bir sonucudur. Her ne kadar DNA keşfinden önce milyonlarca insanın hayatına mal olsa da yinede bu kavramdan vazgeçilememiştir. Modifikasyonlar hep daha iyi amaçların ihtiyaçları ile düşünülmüş ama zaman ve insan hırsları bunları kendi çıkarcılığı ile yönlendirmiştir. Bazı görüşlere göre mutantlar aslında bazı şirketlerin hata veya kasıt olduğu düşünülen bazı illegal çalışmaları ile başlamıştır. Kimse bunu ispatlayamamıştır ama eldeki veriler merkezi hükümet öncesi varlıklarını kesinleştirmiştir. Merkezi hükümetin ilk kuruluş yıllarında ve öncesinde de mutantlar vardır. Ama bugünkü Merkezi Kurul'un gizli üyelerine verdikleri sert muhalefet sebebiyle merkezi yönetime ilk yıllarında dahil olmadıkları rahatça anlaşılabilmektedir. Mutantların "dahil" oldukları ilk yıllarda yükselen merkezi yaklaşımın kendi çıkarlarına yatkınlığını taktir etmeleri kaçınılmazdır. Gelişen olaylar mutantları artık kaçınılmaz bir biçimde merkezi yönetime yaklaştırmıştır. Çünkü "eski irade" Mutantları da merkezi kurul ile aynı kefeye koymuş ve Mutantlar ile merkezi yönetimin yolları kesişmiştir. Aslında olay buraya kadar mutantların kendilerini açık etmesine kadar tamamiyle gizlidir. Merkezi Kurul'un Mutantları eski iradenin ajanı olarak gördüğü söylenmektedir. Aslında ajan olmadıkları bugün ortaya çıkmıştır. Ancak taraf değiştirmiş olabilecekleri şeklinde bir iddia varır ama ispatlanamamıştır.
Mutantlar 1. nanoteknolojik dönemde fazla bir varlık gösterememişlerdir. Ama 2. nanoteknolojik dönemde kendilerini modifiye etmiş ve göreve yönelik olarak "süper beyin" projelerinin sonucu olarak dahiler planlamışlardı. Bunun ne kadar başarılı olduğu ise süperiletken konusundaki yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştı. Yaratıcı projelerde pek başarılı olamasalar da varyasyonlar konusunda çok başarılı oldular. Şaşırtıcıdır ki bu konuda "Dengeciler" çok yaratıcı oldular. Neonanitciler tüm projeyi yürütenler olarak tüm konuların içinde ana mimariyi üstlendile. Bu takım çalışması meyvelerini vermişti. Böylece bu başarılı çalışmada Mutantlar tam bir katılım ile tam güven kazanamadılar ama herkes tarafından kabul edildiler. Radikal teknolojik toplumlar ortaya çıktıkça Mutantlar daha çok kabul edilmeye başladılar. Mutantlar tüm projeler boyunca kendilerini hiç soyutlamadılar ve hep katılımcı oldular. Ta ki merkezi kuruldan "Doğal Görüşçüler" in ayrılmasına kadar. Daha sonraki dönemlerde nano teknolojik toplumun aşırı gelişmesi ile Mutantlar 2. plana düşmüş ve kuruldaki tartışmalar neticesinde daha agresif davranmaya başlamışlardır. Bu zamanlarda Mutantların kendilerini geliştirme programları maksimum seviyelere çıkarılmıştır. Gelişmelerin nanitler ile desteklendiği bugün anlaşılmıştır. Tüm var olan görüşler 2.nesil nanoteknoloji devriminden olabildiğince faydalanmıştır. Merkezi Kurulun gizli üyelerince başlatılan ve gizli olarak yürütülen Merkezi Kurul kökenli "Neomutantlar" projesi ve bunun çok dikkatli bir biçimde tüm merkezi kurulca desteklenmesi ile Mutantlar gizli üyelere düşman kesilmişler ve bunu açıktan diplomatik olarak seslendirmişlerdir. Kuruldaki düşmanlık resmi bir halde değil ama gayri resmi olarak belli edilmiştir. Ve şu an aynı çatı altında kurul toplantılarında bulunmalarına rağmen gelecekte yollarının ayrılacağı kesin olarak görülmektedir. Tüm bu durumlar Mutantlar ile Neonanitcilerin gelecekte olası bir savaş için hazırlanması ile sonuçlanmıştır. Her iki taraf da bir savaş için hazırlanmaktadır. Bu savaş eski tarihlerin büyük saha savaşlarına benzememektedir. Ama sonuçta kazanan taraf çok büyük ödül alacaktır gibi görünmektedir yani tüm gezegeni. (Daha çok özel birlikler savaşına benzemektedir. Dengeciler ise bu mücadelede her iki tarafa da yakın durarak kazanacak tarafa bağlanacaktırlar.) Ama işler bu kadar basit değildir. Çünkü yenilen taraf beraberinde gezegeni de yok edecek güçtedir. Dengeciler içinde en gelişmiş olan merkezi yönetimin kalesi sayılan ama aynı zamanda dengecilerin de kalesi olan merkezi Anadolu şehri “orta merkez” konumlu eski Konya bölümünde gelişen bir topluluk olan ve kahramanımızın dahil olduğu Yalvac grubu en gelişmiş dengeci gruptur. Bu grup aslında mutant sağlık programları ve nanoteknolojik yaşam desteğini en iyi ideal oranlarda kullanan ve bunu mutantlar ve neonanitciler'den bir kademe aşağıda yapabilen bir toplulukdur. İkisini de kısmen yaşayabilen en ileri topluluktur ve ikisini de en iyi şekilde anlayabilen tek topluluktur. Yalvac ile gelişmiş iki topluluk aralarındaki fark her ne kadar çok az gibi görünse de uzmanlarınca bu fark sanayi toplumu ile bilgi toplumu arasındaki fark gibidir.



En son tarafından Cuma 09 Kas. 2007, 22:25 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi

https://yenidunyalarda.yetkin-forum.com

4Merkezi Otorite Tarihi Empty "Mutantlar" Tarihi - 2 Ptsi 29 Ekim 2007, 09:05

SUNBAE

SUNBAE
Admin

Mutantlar Tarihi - 2


70'li yıllarda giderek artan kanser vakalarıda beraberinde çok miktarda kanser araştırmasının yapılmasını sağlamıştır. Her şey çalışmalar esnasında benzersiz bir kanser hücresinin benzersiz bir DNA mutasyonu ile karşılaşılmasıyla başladığı söylenebilir. Batı Amerika'da Kaliforniya kökenli bir kanser araştırma şirketi bu çalışmayı bir köşeye kaldırmış ama şirketin bir zaman sonra Kuzey Amerika kökenli bir başka şirket tarafından satın alınması ile tekrardan dikkatleri üzerine çekmişti. Dikkatli saklanan örneğin, ileri teknoloji kullanan bu yeni şirketinde gözünden kaçmadığı söylenir. Daha sonra gerçekler daha da bulanıklaşmaktadır. Yeni şirketin kanser araştırma bölümü daha sonra ekonomik nedenlerden ötürü kapatılır. Giderek artan kanser vakalarına rağmen kanser araştırmasını durduran bu ilaç şirketi başka konulardaki faaliyetlerine daha uzun süre devam etmiştir. Yeni şirket uzun yıllar çalışmalarını ilaçlar üzerine yoğunlaştırmış ve bu konuda dünya genelinde başarılar kazanarak insanlığa çok yararlı olmuştur. Ne kadar gariptir ki üstün ırklar ve köle ırklar kavramları eskide olsa modern dünyada hâlâ kendine yer bulabilmekteydi. Zamanında bu kavramlara genel olarak itibar olmasa da yinede bazı radikal grupların itibar gösterdikleri bilinmekteydi. Bazıları gizli silahlar konusu ile ilgili olduğunu düşünse de ilk mutantların bu dönemden sonra ortaya çıktıkları düşünülmektedir. İlk örneklerin nasıl oldukları bilinenemektedir ama kendilerini çok iyi gizleyebildikleri ve bugün bile bir sır olmaları onların insanlara çok benzemeleri ile izah edilebilmektedir. Bu ilk mutantlar kendilerinin farklı oldukları gerçeğini çok iyi gizlemiş ve kendilerini geliştiren şirket veya şirketlerin işlerinde kullanıldıkları düşünülmektedir. Zamanla bu mutantlar kontrolü ele geçirdikleri ve şirketleri yönetmiş olmalılar. Kesin olan ise daha sonra mutant sayısında bir artış olduğu ve Merkezi Kurul'un dünya genelinde varlığının ilk duyulduğu yıllarda bu mutant varlığının kamuoyunda duyulmasıdır. Aslında o yıllar aynı zamanda birçok alanda büyük başarılara imzaların atıldığı ve kamuoyunun bu konulara çok alışık olduğu yıllardı. Büyük gelişmeler yaşanıyordu. Savaşlar, ekonomik dalgalanmalar ve iletişim devrimi teknolojik yenilikler her şey sanki çığrından çıkmış gibi gözüküyordu. Kısaca bir çok gerçek olmayan, abartılan ve yalan haber olarak yayıldığına inanılan haberlerden biride bu mutantlar hikayesi idi. Mutantlar ufolarla bir tutuluyorlardı. Sonunda bunca yoğunluk içinde kendilerine şimdi şaşırtıcı gelse de yumuşakça ve fazla dikkat çekmeden yer bulabilmiştir insanlık içinde. Bu durum Mutantların neden Merkezi Kurul'un ilk yıllarında kurul içinde yer almadıklarını ve "eski iradenin" varlıklarını illegal ilan etmesinden sonra merkezi idareye katıldıklarının açık bir sebebidir. Aslında "eski irade" mutantları kullanmak istemiş ama onların da gelecekte varlıklarını arttırmayı ve dünyada egemen hale gelmek istediklerinin farkına varmıştır.
1. nanoteknolojik devirde Mutantlar bu gelişmeleri anlama peşinde idi. Kendilerini geliştirme peşinde idiler. Bundanda faydalanmak akla yatkındı ve yaptılar. Böylece olumsuz ihtimalleri giderek daha fazla elimine etmeyi başararak güçlerini arttırmayı başarabildiler.
Bu aşamada mutantlar görünüş olarak insana tamamen benzemektedirler. Ama görme, koku alma hatta duyma konusunda insanlardan açıkça üstün özellikler göstermektedirler. Kas yapıları çok üstündür. Bu aşamada Mutantların üstün insan projesi ile bir bağlantısı olabileceği hatta bu projenin istenmeyen sonuçlarından biri olduğu düşünülmektedir. Giderek gelişen mutantlar kendilerinde bir çok deneyler yapmış ve klonlanmış bir çok denek kullanılarak gelecekte işlerine yarayacak bir çok özellikleri test etmişlerdir. Başarılı ve başarısız bir çok denek mutantlar toplumuna katılmış ve kendilerine uygun gördükleri yerlerde yaşamışlardır. Böylece homojen olmayan varlıkları yayılmıştır. Bazıları insanlardan nefret etmiş, bazıları Megaşehir'lerde insanların arasına katılmış, bazıları da insanlardan uzakta yaşamaya başlayan bu mutantlar kendilerini unutturmuşlardır. Bu mutantlar "Kayıp Irk" olarak bilinen yarı hayvan mutantlardır. Bu "Kayıp Irk" bozuk görüntüleri ve bünyeleri olan deforme insanlardan meydana gelmektedir.

2. nanoteknolojik devirde mutantlar giderek kendilerini geliştirmiş olarak özellikle merkezi idare otoritesi içinde daha fazla aktif olmuşlardır. 2. nanoteknolojik uygulamalar Mutantlara bir çok esneklik sağlamıştır. İnsanların kendilerini durdurdukları yerlerde Mutantlar acele ve hırsla devam etmiş kendilerine yarayacak her şeyi kullanmışlardır. Yapıları değişime daha açıktı. Özellikle düşünsel boyutta. Bunun neticesinde bazı kazalar olsada gelişmiş vucutlar ve süper yetenekler ile ödüllerini almışlardı.
Buna göre mutantlar : Beslenme sistemlerini geliştirmiş ve üstün bedensel özellikleri daha da gelişerek aşırı düzeylere çıkmıştır. Bazı tür mutantlar ise biyolojik işlemcileri ve makineleri bedenlerinde denemiş ve sayısız spektrumlu özellikleri olan sayısız yetenekler geliştirmişlerdir.

Mutantlar kendi gelişimlerini 2 kısıma ayırmaktadırlar. İlk nesillere doğal gelişim ve 2. nesillere de yeni jenerasyonlar adını vermektedirler. Bu durumda süper yetenekler kazananlar 2. jenerasyon mutantlardır. Ama 2. jenerasyon mutantların en önemli yetenekleri kendilerinin de en önemli zayıflığı olduğu sonradan anlaşılmıştır. Bu mutantlar sahip oldukları süper yeteneklerin kendilerine sağladığı bakış açısı ile olaylara çok etkin bakabilseler de bu bakış açısı çok derin ama dardır. Geniş bakış açısını yakalayamamalarının neticesinde Merkezi idarenin büyük enerji projesinde katkıda bulunmuş ama yaratıcı olamamışlardır (değişik varyasyonları dillendirmişlerdir). Çok sayıda inivasyonu başarı ile geliştirseler de bu eksiklerinin farkına varmışlardır. Ne gariptir ki bunca zaman sonra kendi varlıklarına sebep olan yaratıcı bakış açısını ancak yakalayabilmişlerdir. Bazı mutantlar tıpkı insanlar gibi yaşadıkları şehirlerinin getirdiği kolaylıklara (kablosuz enerji ve diğerleri) fazlası ile alışmış ve bunlardan vazgeçemez iken bazıları da bunları tamamen reddedip doğal yetenekler üzerine odaklanmışlardır. Bu noktada mutantlarda kendi içlerinde bazı görüş farklarının ortaya çıktığı gözlenebilmektedir.
2. nanoteknolojik devirin sonlarına doğru ortaya çıkan ve görüş farklarına dayanan ayrılıkları olan biomutantlar ve teknolojik mutantlar ki bu iki mutant toplululu şehirlerde yaşamaktadır ve kolaylıklarını kabul etmiştir. Farkları şehirde yaşamaktır. Diğer mutantlar mega şehirlerde yaşamazlar yada nadir yaşarlar. Biomutantlar şehirlerde kendi işlerinde robotlar dışında bu yarı hayvan mutantları kullanmak için geliştirmeye başlamışlar ve işler hiçte istedikleri gibi gelişmemiştir.
Bunun neticesinde bugün teknolojik mutantlar (2. jenerasyon) ve biomutantlar (doğal yöntemciler) olarak iki ayrı görüşün ortaya çıktğı gözlenmektedir. Her iki bakış açısıda 2. nanoteknolojik uygulamalarını kullanmaktadır. Asıl tehlike Biomutantların "Köle Irk" bakışı içinde Biomutant kökenli "Yarı hayvan mutant" tasarımyla uğraşmalarıdır.



En son tarafından C.tesi 10 Kas. 2007, 17:53 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi

https://yenidunyalarda.yetkin-forum.com

5Merkezi Otorite Tarihi Empty Robot Kullanımı Ptsi 29 Ekim 2007, 09:16

SUNBAE

SUNBAE
Admin

Robot Kulanımı


Uygarlık ne kadar gelişse de insanoğlunun istekleri hep aynı noktalarda odaklanmıştır. Bu noktadan yola çıkırak insanlar gelecekte de bugünde isteklerine kolayca ulaşmak isteyecektir. Robotlarda insanlığın bugün ulaştığı yerdeki imkanlarını en iyi yansıtan varlıklardır. Tüm robotlar tüm insanlık tarafından giderek artan oranlarda kullanılmaktadır. Sadece dış bölgelerdeki bazı radikaller dışında artık herkes robotları kabullenmişlerdir. Tabii tüm toplumlar sahip oldukları yetenekleri ile doğru orantılı olarak robot kullanmaktadır. Her toplum diğerlerini izlediği kadar yeteneklerinide merak eder ama herkes, merkezi idarenin kendisine bağlanan tüm toplumlara açıkladığı ve yararlandırdığı genel teknolojik yetenekleri bilmesinin dışında, diğerlerinin kendi içlerinde nasıl bir gelişim seviyesine geldiğini merak etmesini sanki planlamış gibi hissetmesine yol açacak bir düzenleme yaptığını takdir etmektedir. Merkezi idare her zaman en ileri gelişme potansiyelini kullanacağına dair verdiği sözünü yani eski tröst ve sermayenin sömürülerine karşı verdiği en önemli sözlerinden birini de tutarak insanlık gelişimi için en iyi ve hızlı adımları atacağı sözünü tutmuştur. Bu noktada Merkezi Kurul gelişmeleri ortak projeler çerçevelerinde planlasa da her zaman yeni gelişmeler kendilerine bir yol bulmuş, teknolojik gelişmelerin bazen casusluk yoluyla da yayılmasına gayriresmi olarakta müsaade etmiştir. Böylece merkezi idarenin resmi ve gayriresmi planlamalarının olduğu sonucunu çıkarabiliriz. Ama tüm planlar sonuçta maksimum bir gelişimi yakalamak ve bu hız ivmesini artan düzeyde tutmak üzere planlanmıştır. Bu planın bir enstüramanı olan robotlarda diğer tüm teknolojiler gibi artan önemleri nedeniyle herkesin ilgisini çekiyordu.
Merkezi Kurul'da Robotik Gelişimi;
İçeri bölgelerde robotlar günlük hayatın bir parçasıdır. Özellikle Megaşehir'lerde insanlar tüm alt sınıf işleri robotlara yaptırmaktadır. Bu konuda sıksık sorunlar yaşansada her gelişen model serileri ile sorunlar azalmaktadır. Buna rağmen yinede insan desteği gerekmektedir. Ne kadar zekileşselerde robotlar planlanan işlerin dışında bir işe yaramamaktadır. Genel işlerde kullanılan robotlar çok azdır. Merkezi Kurul özellikle planlı işlerde robot kullanılmasını desteklemektedir. Başlangıçta sadece ağır sanayide ve elektronik sanayide kullanılan robotlar zamanla 1.jenerasyon süper iletkenler kullanılması ile giderek artan ölçülerde tüm sanayide kullanılmaya başlandı. Özellikle merkezi idare uzun vadeli planlarını bu yönde olacak şekilde planlamıştır. 1. jenerasyon süper iletkenlerden sonra ise 1.nesil nanoteknolojik ürünler ile birlikte uygulamalar robotları çok verimli ve kullanışlı kılmıştır. Günümüzde artık robot kullanımı giderek artarken yapay zekaları da giderek gelişmektedir. Neredeyse tüm uygarlık elektiriği kabullendiği gibi robotları da kabullenmiştir.

https://yenidunyalarda.yetkin-forum.com

SUNBAE

SUNBAE
Admin

"Dengeciler" ve diğerlerine bakışları


Dengeciler tüm gezegene yayılmış en kalabalık ve geniş topluluktur. Kendi içlerinde çok farklı gruplara ayrılmışlardır. Son derece heterojen yapıları vardır. En güçlü ortak noktaları Mutantlar ve Neonanitcilerre karşı zayıflıklarıdır. "Dengeciler" ile "Doğal Görüşcüler" arasında ise en önemli fark dengecilerin neonanitciler ile mutantlar kadar gelişememiş Merkezi Kurul üyeleri olmasıdır. Bundan farklı olan "Doğal Görüşcüler" teknolojiyi red etmesede artık geçmişte kalmış yöntemleri ile güçlerini ve saygınlıklarını kaybetmiştir. Dengeciler kendi genom projeleri ve nanoteknoloji programları ile güç dengesinde ilerleme yolundadır. Sadece kendi politik bakışları ile Mutant ve Neonanitciler'e karşı dikkatli davranan bu topluluk kendi içinde de siyasal yöntemlerinde farklılıkları vardır. Dengeciler kendi içlerinde ekonomik ve siyasal yöntem farkları olan son derece heterojen topluluklardır. Dengeciler Megaşehirlerde ve bir kısmıda sonradan bağlananlar ile yarı içeri bölgelerde yaşamaktadır. Siyasal fark gerginliklerinin paylaşacakları dünya pastasının, zamanın süper güçleri tarafından zaten parsellenmesi ile siyasal düşünce farklarının eskisi kadar çatışmaması ile sonuçlanmasıda kaçınılmazdı. Eskinin düşmanlıkları tatlı bir anı gibi kalmasada eski şiddetini ve anlamını yitirmişti aslında.
Neonanitcilerden en önemli olarak "gelişme yolunda" siyasi ve politik farkları olan Dengeciler, aşırıya kaçan radikal yaklaşımlardan (teknolojik uygulamalardan) uzak kalmak zorunda kalan topluluklardır. Ama bu yaklaşımları siyasi bakış açılarına yansımaz. Yani teknolojinin hayata yansıması yönünden gerici ama siyasi olarak ilericidirler Neonanitcilere göre. Böylece teknolojik gelişmeleri uygulamaları "eski iradenin" bakışına açısına yakın olarak kabul edilebilir.

https://yenidunyalarda.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz